Geçtiğimiz Cuma günü (27.07.2018) müthiş bir doğa olayı yaşandı. Kanlı ay tutulması olarak adlandırılan bu doğa olayı, dünyanın hemen hemen her bölgesinden izlenebildi. Türkiye’ de bu bölgelerden biriydi. Biz de bu fırsatı kaçırmadık ve çocuklarla birlikte bu doğa olayını gözlemledik. Çocukların oldukça dikkatini çeken bu görüntü, yapılan basit açıklamalarla bir etkinliğe dönüştü. Peki o gün neler oldu?
Kanlı ay tutulması, Dünya’nın Ay ile Güneş arasına girmesi ve Ay’ı gölgede bırakmasıyla oluşan bir doğa olayı. Bu kez izlemiş olduğumuz tutulma tam ay tutulması olarak adlandırılıyor. Yani Ay’ın bir kısmı değil tamamı Dünya’nın gölgesinde kaldı. Güneş, Dünya ve Ay aynı çizgi üzerinde sıralandı. Aynı zamanda Ay’ı normalde gördüğümüzden daha küçük gördük. Bunun nedeni ise yörüngenin en uzak noktasına denk gelişi ile tutulmanın aynı tarihe denk gelmesi sebebiyleydi. Yani kocaman bir Süper Ay yoktu karşımızda.
Tutulmanın bir diğer özelliği ise görebileceğimiz en uzun tutulma olması idi. Bunun de sorumlusu yine yörünge. Yörüngenin en uzak noktasında olması Ay’ın daha yavaş hareket etmesine, bu da daha uzun bir tutulmanın gerçekleşmesine sebep oldu. Bize de uzun uzun seyredebilme keyfi oluştu.
Bununla da bitmedi. Aynı zamanda Ay en soluk anlarından birini yaşadı. Öyle ki gökyüzündeki en parlak uydumuz, biricik incimiz; Mars, Jüpiter ve Venüs’tan daha soluktu. Bu gezegenler daha parlak olduğu için Ay’dan daha belirginlerdi. Özellikle Mars Ay’ın hemen altındaki konumu ile en dikkat çeken gök cismi olma unvanını aldı 27 Temmuz gecesi. En azından bizim çocuklar için. Bir gezegeni bu kadar net görebilmenin heyecanını yaşadılar.
Tutulma bitti. Bize hoş anıları ve küçük küçük bilgi birikimleri kaldı. Gökyüzüne olan ilgimiz bir kez daha arttı. Ne demiş Stephen Hawking “Ayaklarınıza değil,gökyüzüne bakın.Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın.Evren’in neden var olduğunu düşünün.Meraklı olun.” Bol yıldızlı geceler geçirmeniz dileğiyle…