KIRMIZI – MAVİ ÇUBUKLAR
En küçüğü 10 cm en büyüğü 1 m olan on adet kırmızılı mavili çubuktan oluşmaktadır.
Her yeni çalışmada olduğu gibi bunda da materyalin sunumunu, ilk öğretmen yapmalıdır. Bu aşamada önceden kırmızı çubuklarla(On adet kırmızı çubuk biçiminde tahta parçalarıdır. Tümü kırmızıdır ve boyutları 10 cm.den 1 m.ye değişiklik göstermektedir. Çocuktan en büyükten en küçüğe doğru çubukları düzenlemeleri istenir.) çalışma yapmış olduğumuzu varsayıyoruz.
Çubukları birim olarak tanıtmaya çalışıyoruz. Karışık olarak kırmızı kısımları başa gelecek şekilde halımızın üzerine sıralıyoruz. Ellerimizle duyusal olarak çubukları tanıyoruz – renk ayırımlarını elimizin gidişiyle hissettiriyoruz. İlk üç çubukla başlıyoruz. Bunların tanıtımı bittikten sonra çocuğa devam etmek isteyip istemediğini soruyoruz. İsterse “bu birinci çubuk, tutmak ister misin?”, “bu ikinci çubuk”,” bu üçüncü çubuk” şeklinde devam ediyoruz. “Seninle bu materyalle bir oyun oynayalım” diyoruz.
“Bana birlik çubuğu verir misin?”
“Bu kaçlık çubuk?”
“Saymak ister misin?” gibi sorular şeklinde. Eğer herhangi bir aşamada takılma oluyor, ilerleyemiyorsa çocuğu kesinlikle zorlamıyor, o nokta da “şimdilik bu kadar” diyerek bırakıyoruz. Devam etmek istiyorsa aynı şekilde bir sonraki ilk üç çubuğu tanıtıyoruz.
Özetleyecek olursak;
1. aşama da çocuğa çubukları gösterip tanıtmış olduk. 2. aşama da çubukların isimlerini söylüyor, ismi sözel olarak hatırlatıyoruz. 3. aşama da onun hatırlamasını istiyoruz. Sorular sorarak bunu pekiştiriyoruz.
Buna üç aşamalı ders diyoruz. Dersi başarıyla tamamlarsa, ilgisi devam ediyorsa “devam etmek ister misin?” diye sorarak bir sonraki adıma geçiyoruz. Birkaç gün sonra tekrardan çalışılacaksa 1/2/3 çubuk yeniden tanıtılıyor. Diğer yeni üç çubuğa geçiliyor. Ve ilk üç çubuk için oynanan oyundan bu sefer altı çubukla oynamak isteyip istemediği soruluyor. Burada amacımız bildiklerinden yola çıkarak bilmediklerine köprü kurmak. Hata yapıldığında aynı soru bir kere daha soruluyor.
ZIMPARA RAKAMLARI
0’dan 9’a kadar rakamların yazılı olduğu zımpara kartlarından oluşmaktadır.
Yer de ya da masada çalışılabilir. Üçlü üçlü gidilerek rakamlar tanıtılıyor. Başta sayılar kapalı olarak duruyor. Sayıları çocuktan gizlemek değil sadece merak duygusunu tetiklemek amacımız. Kartların ebatları büyük, çocuk kolayca tutup hissedebilsin diye.
Çalışma şu şekilde ilerliyor:
“Bugün seninle zımpara rakamlarla çalışacağız. Rakamı iki parmakla (işaret ve orta parmakla) hissediyoruz”. Rakamların kalınlığı iki parmağın kalınlığında olmalı, daha fazla kalın olmamalı.
Tanıtım dersi: 1,2 ve 3 tanıtılıyor. Sonra rakamları onun bulması isteniyor. Sonraki sorular” bu hangi rakam?” ” Bunun adı ne?””Bana 1’i verir misin?” v.b. “Daha fazla rakam tanımak ister misin?” diye soruyoruz. İsterse diğer rakamlara da geçebiliriz.
Sayıyla miktarı ilk kez beraber mekik kutusunda tanıtıyoruz. Tüm sayılardan sonra sıfırı gösteriyoruz. “0” ın çocuğa önceden anlatılmış olması gerekiyor. Günlük yaşamda ” evimiz de hiç elma kalmamış, pastanın hepsi bitti” gibi örneklerle yok kavramını benimsetmeye çalışıyoruz. En sonunda sana çok özel bir rakam göstermek istiyoruz denilip 1 ve 0 yan yana getirilip 10 sayısını oluşturuyoruz. “Bu ondur ” demiyoruz.
( 1 2 3), ( 4 5 6), ( 7 8 9) olarak üç seferde sayıları tanıtıyoruz. Çocuk sembolleri öğrenince çeşitli oyunlar oynanabilir. Örneğin; kartları halıya sıralayın, üzerinde yazılı miktar kadar herhangi bir objeyi bulup getirmesini isteyin. İş bitince çocuk objeleri tekrar yerlerine kaldırsın.
MEKiK KUTUSU
Çalışmamız kutu aralıklarındaki rakamları parmakla hissetmekle ve söylemekle başlıyor. Gruplandırarak ve lastikleyerek mekikleri yerlerine yerleştiriyoruz. Lastiklemeyi her sunumda gösteriyoruz, 8 adet lastik olmalı, sayı 1’e lastik takmıyoruz.
Farklı olarak çocuğa “mekikleri kurdeleyle bağlamak ister misin?” diye sorabiliriz. Bu da günlük yaşam çalışması, işin süsü. Bu bağlamalar ileride ayakkabı bağlamaya ya da saç bağlamaya destek veriyor.
Hata kontrolü kutunun kendi içerisinde. Bir yerlere olması gerekenden farklı sayıda mekik konulmuşsa, 9’a gelindiğinde mekikler eksik kalıyor.
SAYILARLA VE PULLARLA ÇALIŞMA
Sayıların ters konulmasını engellemek için eşleştirme çalışmasıyla başlıyoruz.
Daha sonra rakamın söylediği kadar ki miktarı pullarla yapıyoruz. Pullar yerine dekorasyon çakılları ya da küçük ahşap modeller kullanabiliriz.
Yanında arkadaşı olmayan rakamları indirme yaparak (kalemle pulların ortasından aşağı doğru inerken kaleme hiçbir pul takılmıyorsa) da tek ve çift sayıları çalışmış oluyoruz.
BONCUKLARLA SAYMA
Yaş büyüdükçe çalışılan materyaller küçülüyor. Boncukları birden 10’a kadar sayarak piramit şeklinde sıralıyoruz. Bu şekil sola yatılı da olabilir ama piramit çocuğun ilgisini daha çok çekiyor. Sayma aparatıyla boncukları sayıyoruz. Elimizdeki kağıda renkli kalemlerle benzer piramit şeklini çiziyoruz.
1’LiK, 10’LUK ÇUBUK, 100’LÜK YÜZEY, 1000’LiK KÜP
İlk kez 100 ve 1000 lerle tanışıyoruz. 1000 ‘i tanıştırırken” üç tane sıfır var” demiyoruz. Sadece adını söylüyoruz. Tanıştırdıktan sonra çocuğa sorular sorarak pekiştiriyoruz.
SEGUIN TABLALARI
9’dan sonra yeni bir aileye geçiliyor. ( Literatür de 9 krizi deniliyor)
10 sayısının üzerine diğer rakamları yerleştirerek (ekleyerek) yeni sayılar oluşturuyoruz. Bu 10’dan sonraki sayıların nasıl oluştuğunu anlaması için çocuğa büyük kolaylık sağlıyor.