İstanbul’da yaşayanlar bilir. Eyüp Sultan Camisinin çok farklı bir atmosferi, derin bir maneviyatı vardır. Önündeki geniş alanda oturup soluklanmak bile huzur verir insana. Fırsat buldukça bu duyguyu yaşamak için uğrarım bu kutsal mekana. Çocuklarımı da doğumlarından sonraki kırkıncı günlerinde buraya getirmişimdir. Benzeyeceklerse Eyüp Sultan’a benzesinler istedim.
Aybike Esra bu mekanı çok seviyor. Koşturmayı, kedileri kovalamayı, güvercinlere yem atmayı, Havuza uzun uzun bakmayı, kısacası burada vakit geçirmeyi seviyor. Bu nedenle artık onu da getiriyorum. Şuan keyfini çıkardığı bu mekanda, büyüdüğünde huzur bulmasını arzuluyorum.
Sizlerde eğer İstanbul’da iseniz ara ara gelin buralara. Kim bilir belki karşılaşırız. Eğer bu şehirde değilseniz de yolunuz düştüğünde uğrayın, türbesini ziyaret edin ve bu havayı ciğerlerinize çekin. Çocuklarınızın görmesine de fırsat verin. Güvercinleri doyursunlar, kedilerle oynasınlar, tarihimizi tanısınlar. Sonrada mezarlığın içerisindeki patikadan tırmanın ve Piyer Loti’ de kendinize bir çay ısmarlayın. Ama size tavsiyem Cuma, Cumartesi ve Pazar gelmeyin. Çok kalabalık oluyor.
Cami ve türbe hakkında kısaca bilgi vermek gerekirse;
Eyüp Sultan Camisi, İstanbul’da, Haliç’in sonunda, Eyüp semtinde Osmanlı barok dönemi camisidir. 7. yüzyılda Arap ordusuyla İstanbul’a giden ve kuşatma sırasında hastalanarak ölen Hz. Muhammed (s.a.v.)’in sancaktarı Ebu Eyyub el-Ensari’nin surların hemen yakınına gömüldüğüne ve mezarının zamanla kaybolduğuna Müslümanlarca inanılmıştır. 1453’te Osmanlıların kenti almasından sonra Akşemseddin’in bu mezarı bulduğu söylenir. II. Mehmed tarafından türbe çevresine külliye yapılması emri verilmiştir. Zaman içinde bu caminin çok harap hale gelmesi üzerine, III. Selim, minareleri dışında yapının tümünü yıktırarak yerine bugünkü camiyi yaptırdı (1798-1800). İlk caminin iki yandan birer yarım kubbeyle desteklenen bir kubbeyle örtülü olduğu, avlusunun iki yanında beşer tane medrese hücresi bulunduğu sanılmaktadır.
Eyüp Sultan Türbesi Müslümanlarca en kutsal yerlerden biri sayıldığı için, yapıldığından beri sürekli ziyaret edilegelmiştir. Osmanlı padişahları da gerek türbeye, gerekse camiye çok önem vermişler, sık sık onartmışlar ve değerli armağanlar sunmaya özen göstermişlerdir. Padişahların tahta çıkarken Eyüp Sultan Türbesi’ni ziyarete gelerek burada kılıç kuşanmaları da V. Mehmed’e (Reşad) değin süren bir gelenek olmuştur. Türbe günümüzde de önemli bir ziyaret yeridir.
Kaynak: eokuleğitim.com