Çocuklarıma kitap satın alırken bazı hususlara dikkat ederim. Dilin kullanımı, içeriği, hikayesi, resimleri, yazarı… Pek çok elemeden geçtikten sonra kitaplığımızda yerini bulur bu eşsiz kitaplar. Bu kitabı satın almamın en büyük nedeni ise; içeriğinde bulunan Kapadokya idi.
Ortaokul eğitimi alırken, bir Kapadokya gezisi düzenlenmiş; bazı sebeplerden ötürü çok istesem de geziye katılamamıştım. Sonrasında uzuuun yıllar geçti ve bir türlü Kapadokya’ya gitmek nasip olmadı. Ama aklımın bir ucunda Kapadokya hep kaldı. Kim bilir belki de bu yüzden bu kitabı görür görmez içeriğine bile bakmadan satın alıverdim. Sözümü yabana atmayın, bilimsel dayanağım bile var hem de kendi ellerimle yazdığım. Tüketicinin satın alma davranışlarında en önemli etken psikolojidir. Reklamcılar da bunu çok iyi bilirler. Biz de farkında olmaksızın psikolojik ihtiyaçlarımızı gidermek adına sürekli satın alırız. Bu satın alma da; benim psikolojik bir ihtiyacımı karşılıyor olmalı. Kapadokya özlemimi.
Tüm bu ihtiyaç karşılama mevzusunun yanı sıra; eve gelip kitabı okuduğumuzda iyi bir seçim yaptığımın bilincine vardım. Feridun Oral hikayeyi çok güzel ele almış. Hikayenin girişi de gelişmesi de sonucu da çok yerinde olmuş. Sıkmadan, sormadan meramını anlatmış. Okul öncesi için bir başucu kitabı yaratmış.
Kitapta kuzu , oğlak ve köpek yavrusunun bir macerası anlatılıyor. Bol manzaralı olan bu macerada, baloncu dede ile olan ilişkileri, neler yaşadıkları ve yaşadıklarının sonucunda nelere maruz kaldıkları anlatılmış. Kitabın tek sevmediğim yanı “ceza” kavramını içerisinde barındıran bir cümle oldu: “Yarın size pamuk helva yok!”. Bu cümle olmasaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Ama hikayenin ve resimlerin güzelliği karşısında bu cümleyi unutuveriyorum. Feridun Oral’ı hikayeye böyle güzel bir yer seçtiği ve ülkemizin bu değerini yansıttığı için ayrıca kutluyorum.
Çocuklarım kitaba tek kelimeyle bayıldılar. Tekrar tekrar okuttular. Sonrasında kitabı canlandırmaya karar verdik. Aybike Esra ile birlikte bir balon yaptık ve kahramanlarımızı içerisine yerleştirerek Kapadokya semalarında uçurduk. Kitabı canlandırma ile yaratıcılığımız ve somut algımız gelişirken, balonu oluşturma aşamasında da küçük kaslarımız ve el-göz koordinasyonumuz gelişti.
Şimdilerde çocuklar Kapadokya üzerinde yoğunlaşıyorlar. Bu konu ile ilgili de bir etkinlik hazırlamak farz oldu. Daha detaylı bir tanıtım yapmak gerekecek. Kim bilir belki bir gün tek başıma gidemediğim Kapadokya gezisine, ailemle birlikte giderim. Orada balona biner, Baloncu Dede gibi bulutları toplarım. Küçük beyaz bulutları çubuğa taktıktan sonra üzerine pembe toz şeker serpip, size pamuk helva hazırlarım 🙂
Kitap hakkında ayrıntılı bilgi edinmek ve satın almak için siteye buradan ulaşabilirsiniz. Keyifli okumalar dileriz…