PLAYSTATİON KAPIŞMASI VE TEKNOLOJİ KULLANIMI

      Günümüzde çocukların ciddi bir teknoloji bağımlılığı olduğunu gözlemliyorum. Bu durum maalesef bebeklik dönemine kadar girmiş durumda. Videosuz yemek yemeyen bebekler, istediği tablet alınmadığı takdirde okula gitmeyeceğini söyleyen çocuklar, internet bağlantılı oyununu saatlerce oynamasına izin verilmeyen gençlerin isyanı duymaya artık aşina olduğumuz bir kaç küçük hikayeden sadece örnek. 

      Peki bu durumun sorumlusu sadece çocuklar mı? Aslında en masum olanları onlar. Çağımız teknoloji çağı, teknolojiden tamamen kaçmak elbette ki mümkün değil. Ancak çağ teknoloji diye, yirmi dört saatimizi de onunla geçirmemiz gerekmiyor. Teknolojiyi doğru ve sınırlı kullanmak en doğrusu. Bu nedenle suçu çağa atmak çok da mantıklı değil. İkinci etken okul. Ödevlerin internet kaynaklı verilmesi, okullarda tablet dağıtımı, bilgisayar ortamında yazılmayan projelerin kabul edilmemesi öğrenci ve velileri teknolojiye mahkum etmekte ve dış kaynaklı uğraşlardan sıkılan velilerin teknolojiyi evlerine sokmalarına neden olmakta. Eve giren teknolojinin bilinçsiz kullanımı da kaçınılmaz sonuçlar doğurmakta.  Üçüncü etken aile. Aileler teknolojinin zararlarının çok da farkında değiller. Çocuklarını oyalamak ya da sadece mutlu olmalarını sağlamak adına çocuklarının sınırsız teknoloji kullanmalarına izin veriyorlar. Şehirlerde dışarıda oynayamayan çocuk sıkılmasın diye parka götürülmek yerine evde bilgisayar başına hapsedilmekte. Yeter ki evde otursun, gözümün önünde olsun mantığı hakim olmakta.  Anneler ev işlerini rahat yapabilmek için televizyonu dadı olarak kullanıyor, bir kaşık fazla yemek yedirebilmek için videolarla çocukları hipnotize ediyorlar. Doğum günü hediyesi olarak tablet alıp, çocuk bilgisayarda yetişkinlerin yapabildiği bir şeyi yapabildiğinde çılgıncasına seviniyorlar. Aileler kendi ellerinden düşürmedikleri telefonları çocuklarının da kullanmasında bir sakınca görmüyorlar. Hal böyle olunca çocukta teknoloji bağımlılığı da şaşırtıcı olmuyor. Son olarak da arkadaş çevresi. İlk öğretim ve lise çocukları arasında bir furya var. İnternet temelli grup oyunları. Birbirleri ile internette kıyasıya yarışıp, okulda da bunu konuşuyorlar. Her anları bu oyunlarla geçmekte. Evlerinde internet olmayan çocuklar arkadaşlarından geri kalmamak için internet kafelerde tüm harçlıklarını harcayarak bu oyunlarla zaman öldürüyorlar. Tüm bu etmenler; zamanını doğru kullanamayan, hayattan zevk almayan, teknolojisiz geçirdikleri her anı yoksunluk içerisinde geçiren, sosyal gelişimleri kesintiye uğramış, üretemeyen ve okumayan, ders başarısı düşük, ailesiyle bile iletişim kurmayan, hobileri olmayan  bir neslin doğmasına neden oldu. 

     

       Bu durumdan çocuklarımızı korumak için neler yapabiliriz bir de buna bakalım. Naçizane bir kaç öneride bulunmak istiyorum kendi kişisel deneyimlerim adına.

  • Gereksiz bir şekilde tüm gün televizyonu açık bırakmayın. Televizyon izlemesine izin verdiğiniz sürelerde ne izlediğini bilin ve onun da bilinçli bir program tercihi yapmasını sağlayarak sadece o programı izlemesine müsaade edin. Program bittikten sonra televizyonun kapanmasını sağlayın. Tüm bunları kendi televizyon alışkanlığınıza da yansıtın. Unutmayın çocuk gördüğünü örnek alır. 
  • Zamanı doğru kullanmanın önemini ve yöntemlerini çocuklarınıza aşılayın. Zamanın çok önemli bir hazine olduğunu ve bu hazineyi harcarken çok dikkatli olmamız gerektiğini vurgulayın. Zamanını yararlı ve üretken faaliyetlerle geçirsin. Bu yaşam stilini kendi yaşamınız için de uygulayın.
  • Çocuğunuzu mümkün olduğu kadar bilgisayar ve tabletle tanıştırmayın. Bilgisayarda oyun oynanabildiğini öğrenmesini geciktirin. Çocuk görmediği bir şeyi istemez. Bilgisayar ve tabletin ya da telefonun bir oyun aracı olduğunu keşfederse; bu aletleri oyun amaçlı kullanmak isteyecektir. Bilgisayar ve internetin bilgi edinmek ve okumak için, işlerin hallolmasına yardımcı olan bir alet olduğu için kullanıldığını bilsin ve gözlemlesin. Bilgisayar ve telefonda siz de oyun oynamayın. 
  • Çocuklarınıza video ya da televizyon ile yemek yedirmeyin. Teknoloji bağımlılığının yanı sıra bu yöntem; yeme bozukluklarının da bir numaralı nedenidir. Çocuğunuzu kendi ellerinizle teknoloji bağımlısı yapmayın.
  • Çocuğunuzun okul saatleri dışında ne yaptığını takip edin ve gözlemleyin. Evde teknoloji kullanımını sınırlı ve nedenli tutun. Gereksiz yere teknoloji kullanımının önüne geçin. 
  • Ev ortamında telefonlarınızı bir kenara bırakın. Bilgisayarın başına oturmayın. Çocuğunuzla kaliteli vakit geçirmeye özen gösterin. Çocuk sizinle keyifli vakitler geçirdiğinde teknolojiye ihtiyaç duymayacaktır. 
  • İnternet kaynaklı ödev isteyen öğretmenleri uyarmaktan çekinmeyin. Çocukları kitap ve ansiklopediye yöneltmesini önerin. Bu kitapları satın almaktan şikayet etmeyin. Kitaplar teknolojiden daha ucuzdur. Öğretmen seçiminde bu kriteri göz önünde bulundurun. 
  • Onlara sevginizi onu kucaklayarak, ona zaman ayırarak, onu dinleyerek gösterin. Onların tek istediği önemsenmek ve sevilmek. 

      Gelelim videodaki etkinliğimize. Cuma geceleri oyun gecemiz evde.2 haftadır başladık bu geleneğimize. Yani henüz gelenek olacak kadar bir geçmişi yok salında. Cuma haricinde açılmıyor playstation konsolumuz. Çocuklardan önce de ayda yılda bir açılırdı zaten. Oyun gecesi dediysek toplamda 15 dakika ya sürüyor ya sürmüyor. Oyunu buna göre seçtik. Olsun biz çok eğleniyoruz. Grubumuzu oluşturup rekabetin tadını çıkarıyoruz. Akıl yürütme, el-göz koordinasyonu ve dikkat gelişimi için eğlenceli bir oyun seçtik. Çocuklar bunun bilincinde ve ötesini istemiyorlar ( Zaten Kerem benim kucağımda elindeki kumandayı çılgınca sallamak haricinde oyuna çok da dahil değil). Evde televizyon ve telefon kullanımı yok. Bu oyunu da görsel olarak biraz daha renklensin hayatları, ailece bir aktivite olsun diye oynamaya karar verdik. Ayakta durarak ve bol hareket ederek oynanabiliyor oyun. Fiziksel gelişime de katkısı var yani. Öyle oturup saatlerce parmak kımıldatarak oynanan tarzda oyunlardan değil. Bu nedenle tercih edebileceğinizi düşünerek paylaşmak istedim oyunu.

    Teknolojiden tamamen uzak tutun demiyorum çocukları. Sadece sınırlı ve bilinçli bir seçimle olsun demek istiyorum. Çocuklarınızın neye maruz kaldığını bilin istiyorum. Boş bir nesil yetişsin istemiyorum. Gelecek bu nesillerle şekillenecek. Ne ekersek onu biçeceğiz. Bu bilinçte olalım yeter.  

label, , , , , , , , , , ,

About the author

2008 Istanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans mezunudur. Yüksek lisansını 2012 yılında, Istanbul Kültür Üniversitesi Iletisim Sanatları alanında %100 burslu olarak tamamlamıştır. Şuan Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde doktora eğitimine devam etmektedir. İFTİ 700 saat Aile ve Çift Terapisi eğitimini tamamlamıştır. Çocuk ve Ergenlerde Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi eğitimi almıştır. Bunun yanı sıra Pozitif Psikoloji, Duygu Odaklı Kısa Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Kriz Yas ve Travma Terapisi, Drama, Zeka Oyunları gibi bir çok eğitimi de almış bulunmaktadır. Çocuk ve zeka gelişimi üzerine çeşitli çalışmaları vardır. Evli ve iki çocuk annesidir.

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir