İstanbul’da yaşayıp da henüz Deniz Müzesini ziyaret etmediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir. Çocuklarla birlikte gezebileceğiniz ve tarihi iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bir mekanı tanıtmak istedim sizlere bu yazımda.
Türkiye’nin denizcilik alanında en büyük müzesi olan Deniz Müzesi, içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biridir. Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 adet eser bulunmaktadır. Deniz kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan Deniz Müzesi, Türkiye’de kurulan ilk askeri müzedir. Ana sergi binası 3 katlı olup, 20.000 m2’lik alana sahiptir. 4 ana galeri, 2 oda, çocuk odası, sinevizyon odası, çok amaçlı salon, 2 sanat galerisi ve 2 fuaye bulunan bina çağdaş müzecilik anlayışıyla hizmet vermektedir.
1897 yılında büyük uğraşlar neticesinde İstanbul’daki küçük bir binada Müze ve Kütüphane İdaresi ismiyle temelleri atılmıştır. İlk zamanlar müze deposu olarak sergiye açılan bu yapının ileride bu denli büyük ve önemli bir hale geleceğini o zamanlar kimse tahmin etmiyordu.
1914 yılına gelindiğinde yapılan reformlara ek olarak müzede de reforma gidilmiş, bu müzede bilimsel ve teknik anlamda yeniden yapılanmaya gidilmiştir. 2. Dünya Savaşı’nın oluşturduğu tehlike nedeniyle eserler Anadolu topraklarına taşınmıştır. Savaş bitiminde ise eserler tekrar İstanbul’a getirilmiştir. O zamanın koşullarının getirdiği durumlar neticesinde eserler Dolmabahçe Camii Külliyesi’ne nakledilmiştir. Çalışmalar neticesinde 27 Eylül 1948’de halkın ziyaretine açılmıştır. 1961’de ise müze bugünkü konumuna taşınmıştır.
Beşiktaş’ın merkezinde yer alan bu müzeyi gezdiğinizde neler görebileceğiniz konusunda da bazı bilgiler verelim. Saltanat kayıkları, el yazmaları, Milli mücadele yıllarında kullanılan bir kayık, tarihi kadırga, tuğralar ve armalar, Ertuğrul Yatına ait bazı parçalar, Bizans’ın Haliç sularını kapatmak için kullandığı demir zincir, Nusret mayın gemisinin parçaları ile maketi, İnebahtı Deniz Muharebe’sine ait bir sancak ve Barbaros Hayrettin Paşa’nın sancağı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Florya’da kullanmış olduğu sandallar, birçok deniz savaşına ait pek çok tablo, silahlar, Rauf Orbay’a ait özel eşyalar, birçok geminin maketi, farklı tarihlere ait denizcilik belge ve bilgileriyle denizcilikte kullanılan birçok materyal ve giysiler.
Üst kata çıkarken sağ ve sol duvarları süsleyen bu minik maketler ise; geçmiş dönemde kullanılmış olan vapur ve tekneleri sembolize ediyor. Tahmin edebileceğiniz gibi aşağıdaki makette bir yandan çarklı 🙂
Saltanat kayıkları tüm görkemiyle karşınızda duruyor. İhtişamı karşısında her şeyin sönük kaldığını düşünüyorsunuz. Ancak Osmanlı’nın son dönemlerine yaklaştıkça sadeleşme ve basitlik sizi, tarihin gerçekleriyle yüz yüze bırakıyor. Ülkenin gücü saltanat kayıklarına da yansıyor. Tabii hiyerarşisi de…
Kadırgaların baş figürleri. Her ayrıntı özenle işlenmiş.
Osmanlı Dönemindeki en önemli mertebelerden biri olan Kaptan-ı Derya paşalar da unutulmamış. Sizi girişte bu önemli paşaların ve Türk tarihindeki önemli denizcilerin büstleri karşılıyor. Çaka Bey, Umur Bey, Piri Reis, Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Seydi Ali Reis ve niceleri…
II. Mahmut’un Bahriye Mektebi’ndeki törenlere katıldığında oturmuş olduğu taht.
İşte müzede en çok dikkat çeken parça. İstanbul’un işgali sırasında Bizanslılar tarafından işgali engellemek için Haliç’e gerilen zincir.
Müze yılbaşı, dini bayramların ilk günü ve pazartesi günleri kapalı olup 09.00-17.00 saatleri arasında hizmet vermektedir. Yetişkin giriş ücreti 7TL, öğrenci girişi ise ücretsizdir.