Çocuklarda özgüven gelişimini destekleyici hikayeleri hep sevmişimdir. Bu kitaptaki Utangaç Dabi’nin hikayesi de bunlardan biri.
Çocuklar, günümüz koşullarında aileler tarafından önemsenmekte ve ailenin odak noktası haline getirilmektedirler. Genel olarak aile tarafında sıkıntı yok diyebiliriz. Bir kısım aileyi hariç tutuyorum. Ancak çocuk sadece ailesi ile temas halinde olmuyor. Bunun okul boyutu var, arkadaş boyutu var, akraba ve komşu boyutu var. Aile içerisinde özgüveni yüksek olan çocuk, dışarıya adım attığı anda işler değişebiliyor.
Aile içerisinde önemsenme ve özgüven gelişimi dedik ya, aslında burada başlıyor sıkıntımız. Her aile aynı şekilde kendi çocuğunu önemsiyor ve hayatlarının merkez noktasına yerleştiriyorlar. Doğal olarak dışarıda kendini merkez nokta olarak gören özgüveni yüksek milyonlarca çocuk dolaşıyor. Haliyle de çarpışıyorlar. Bir araya geldiklerinde bu sözde “özgüvenli” çocuklar, o grubun da merkezi olabileceklerini düşünüyorlar ama olamıyorlar. Bu da özgüvende hızlı bir düşüşle kendini gösteriyor.
Aileler özgüven kazandırdıklarını düşündükleri durumlarda, aslında çocuklarını cam bir fanusta tutuyorlar. Her dedikleri yapılan, bu nedenle kendini aile içinde ifade etmekte zorlanmayan, istediklerini bir şekilde elde eden çocuk “özgüvenli çocuk” gibi görünüyor. Aslında özgüven tam olarak bu değildir. Çocuk her ortama ayak uydurabildiği, ama ayak uydurduğu sırada kendi kişiliğinden ve varlığından da taviz vermediği ölçüde özgüvenli oluyor. Kendi düşünce ve duygularını çekinmeden ifade edebildiği zaman özgüvenli oluyor. Kendini olduğu gibi kabul ettiğinde ve kendinden hoşnut olduğunda özgüven sahibi oluyor. Diğer görüş ve hakları hiçe saydığı ya da kendi isteklerini tutturduğu zaman değil.
Bir de işin fiziksel kusurlar boyutu var. İşte bu asıl sıkıntılı olan kısım. Çocuk aile içerisinde fiziksel kusurlarını belki bir şekilde tolere edebiliyor. Ama dışarısı o kadar masum değil. Çocuklar hatta yetişkinler bazen çok acımasız olabiliyorlar. Çocukların fiziksel kusurları ile dalga geçebiliyorlar. Bunların hiçbiri olmasa bile çocuk kendini farklı algılayarak “eksik” olduğunu düşünebiliyor. Fiziksel özelliklerinden utanabiliyor. Özgüveni istediğimiz ölçüde gelişmeyebiliyor.
Bu konuda biz yetişkinlere çok iş düşüyor. Çocuklarımızı yetiştirirken farklılıklara ve kusurlara hoşgörülü yaklaşmayı öğretmemiz gerekiyor. Her bireyin birbirinden farklı ve özel olduğunu ama her ne olursa olsun bireyin “DEĞERLİ” olduğunu vurgulamamız gerekiyor.
Timaş Çocuk Yayınları’ndan çıkan Utangaç Dabi de bu konuya çok güzel değinmiş. Diğer olumsuz faktörlere hiç bulaşmadan, sadece benlik algısı ve kusurundan utanma konusunu işlemiş. Kendini diğerlerinden farklı gören ve bu durumundan utanan Dabi’nin; çevresinden uzaklaşmasını, sonrasında dedesinin yardımı ile kendini daha değerli hissetmesini ve utangaçlığından kurtulmasını ele almış yazar bu kitapta, eğlenceli bir hikayeyle. Kusuru ise kırmızı renge indirgeyerek dışsallaştırmış bir bakıma.
Fiziksel kusuru olsun olmasın, özgüveni yüksek olsun olmasın bu hikayeyi çocuğunuza mutlaka okuyun. Kendisi için olmasa bile çevresi için daha duyarlı bir birey olması açısından fayda sağlayacaktır. Toplum farklılıklarıyla güzeldir…