Günümüzde şehirde yaşayan çocukların doğal yaşamı ve hayvanları görme şansı pek bulunmamaktadır. Betonarme binalar arasında, kuş cıvıltısına bile pek rastlanılmayan sokaklarda, küçük alanlara sıkıştırılan oyun parkları haricinde ağaç görmenin her zaman mümkün olmadığı bu ortamda, çocuklara hayvanları öğretmek ise kartlar ve hayvan oyuncakları ile mümkün olabilmekte.
Çocuklarımın bu olumsuz şartlardan mümkün olduğunca az etkilenmelerini sağlamak adına elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Sokakta kedi ve köpek kovalıyoruz, parklara giderek kuş cıvıltısı duymaya çalışıyoruz, bulduğumuz ve rastladığımız tüm hayvanları inceliyoruz.
Hayvan sevgisini aşılamanın en kolay ve doğal yolu; çocukları hayvanlara yakın tutmaktır. İletişim kurmalarını sağlamaktır. Bugün yine Kerem Hakan ile kızımın okulunun bahçesindeki kümes hayvanlarına “Günaydın” dedik ve ingilizce isimleriyle telaffuz ettik. Aklımızda bir yerde kalır elbet. Onlar da bize “Günaydın” dedi ya yeter:) Kimi zaman tavşanla sohbet ediyor kimi zaman ise köpeğe “Merhaba” diyoruz. Okul çıkışı hepsine “Hoşçakalın” demeyi de unutmuyoruz. Böylece onlarla bir bağ kuruyor, gelecekteki hayvan sevgisine yatırım yapıyoruz. Bu yatırıma millet olarak çok ihtiyacımız var. Biz ailecek hayvanları çok seviyoruz:)