Çocuğunda başlayan göz kırpma, burun çekme, boğazını temizleme gibi garip hareket ve ses çıkarmalar anne babaların kaygı duydukları durumlardan biridir. Yineleyici istem dışı, amaca yönelik olmayan, ancak baskılanabilen hareketler olarak tanımlayabileceğimiz bu durumları tik olarak adlandırıyoruz.
Tikler sıklıkla çocuk ve ergenlerde görülmekte ve bu dönemde başlamaktadır. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisine yapılan başvuruların önemli bir bölümü bu yakınmalardan kaynaklanmaktadır.
Çoğu tikler, aralıkları kısa olan devreler şeklindedir. Göz kırpma, burun kıvırma, dudak oynatma ya da kaşları kaldırma gibi normal davranışın bazı bölümlerini taklit edebilirler. Tek tek ya da bir orkestra örüntüsü içinde birlikte olabilirler. Yoğunluk ve şiddetleri değişkendir. Bir çocukta birden fazla tik görülebilir. Bazen biri biter biri başlayabilir. Çocuklar tiklerini geçici bir süre istemli olarak engelleyebilirler. Bu yüzden başkalarının yanında görülmeyebilir. Zaman zaman sıklık ve şiddetleri değişebilir. Uykuda kaybolurlar, stresle artarlar. En fazla 6-7 yaş arasında görülürler . Çocuk ve gencin benlik saygısında, aile yaşantısında, sosyalleşmesinde, okul ya da iş başarısında güçlüklere neden olurlar.
Tikler birçok şekillerde ortaya çıkmaktadır. Göz kırpma, baş sallama, omuz silkme, surat buruşturma ve öksürme gibi basit ve ani davranışlardan yüz hareketleri, ayağını yere vurma, koklama, kendine çeki düzen vermeye çalışır biçimde kol ve baş hareketleri gibi daha karmaşık, amaçlıymış gibi görünen davranışlara dek değişkenlik gösterebilir. Şiddetli durumlarda bu hareketler vurma kırma biçiminde kendini yaralayıcı davranışlar şeklinde olabilir. Bazen de başka birinin davranışlarını aynı şekilde taklit etme biçiminde ortaya çıkar. Bir de ses çıkarma şeklindeki tikler vardır. Bunlar boğaz temizleme şeklinde ses çıkarmadan, konu dışı belirli sözcükleri ya da deyişleri yineleme, sosyal yönden kabul edilebilir olmayan açık saçık sözcükler kullanma ya da küfür etme ve kişinin kendi söylediklerini yinelemesi ya da duyduğu son sesi, kelimeyi ya da cümleyi yinelemesi şeklinde görülebilir.
On yaşından sonra çocuklar yaptıkları bu davranışların öncesinde gelen dürtüleri fark etmeye başlarlar. Dürtüler tiklerin çıktığı beden bölgesinde bir kaşıntı ya da gidişme hissi şeklinde bir algı olarak fark edilebilir. Bunlar tiklerin istenmeyen böyle bir uyaranı rahatlatmaya yönelik, istemli bir tepki olarak değerlendirilmelerine neden olur. Aslında pek çok ergen ve erişkin tiklerini istemli yönleriyle, bazen de hem istemli hem istemsiz yönleri ile tanımlamaktadırlar. Bu durumun tersine çoğu küçük çocuk, tiklerinden habersiz olup bunları istemsiz davranış ya da sesler olarak yaşamaktadır.
Tikler arada bir ortaya çıkan geçici ya da kalıcı durumlardır. Geçici olarak niteleyebileceğimiz tikler çeşitli beden bölgelerinde ortaya çıkan ve bir yıldan kısa bir sürede kaybolan tiklerdir. Bu tik bozuklukları çocuklar arasında oldukça yaygındır. Sağlıklı çocukların %12-14’ünde görülmektedir. Erkek çocuklarda kızlardan daha fazla görülmektedir. Şehirlerde yaşayan çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu tikler 3-10 yaşları arasındadır. Eğer bir çocukta bu davranışlar bir yıldan fazla sürerse buna uzun süren tik bozukluğu ismi verilmektedir.
İlk ortaya çıktığı üç ya da beş yaşlarında çocuğun çevresindekileri taklit etmeye çalışmasının bir sonucu olarak öğrenme ile ilgilidir. Bir göz iltihabından sonra ya da bir üst solunum yolu hastalığından sonra kalan rahatsızlık hissi de böyle bir davranışı başlatabilmektedir. Bu yaşlarda ortaya çıkan, hatta ilkokul döneminde görülen tikler kendiliğinden geçebilmekte, çocuğun karşılaştığı stres durumlarında yeniden başlamaktadır.
Özellikle aile ve çevresi çocuk ve ergendeki bu davranışları istemli ve kendilerini kızdırmak amacıyla yaptığı şeklinde yanlış olarak değerlendirmektedirler. Bu nedenle tikleri söndürme ve yok etmede aile ve öğretmen ile yapılan işbirliği büyük ölçüde yarar sağlar. Öğretmenin bilgilendirilmesiyle sınıfta çocuk için daha olumlu ve destekleyici bir çevre sağlanabilir. Tersine çocuğun tikleri nedeniyle sürekli azarlanması ciddi zararlar verebilir. Çocuk otorite figürlerine olumsuz tavırlar geliştirebilir. Okula devam etmek istemeyebilir. Öğretmenin tik davranışlarına olumlu yaklaşması çok önemlidir.
Anne baba çocuğun karşısında yer alarak, sürekli onu davranışları ile eleştirmek yerine çocuğu anlamalıdır. Bu davranışlarının onun elinde olmadan ortaya çıktığını belirterek gerginliğini azaltmalı, çocuğa kaygısı bulaştırmamalıdır. Eğer çocuk tikleri ev dışı ortamlarda sergilemiyor, belirli durumlarda gösteriyorsa; tiklerin ortaya çıktığı durumların değerlendirilmesi gerekecektir. Bu durumlar gerginliğin arttığı, çocuğu huzursuz eden ya da yoğun ilginin gösterildiği durumlar mıdır? Ancak son durumda ilgi çekmek amacıyla yapıldığı düşünülerek çocuğa tümüyle kayıtsız kalmamak gerekmektedir. Burada da anne babanın birlikte geçirilecek kaliteli bir zaman ayırması tik belirtilerini söndürecektir.
Burada sayılan olumlu tutumlar tiklerin hemen tamamının yerleşmeden sönmesini ve bitmesini sağlayabilecektir. Tiklerin bir kısmı ise burada belirtilen olumsuz tutumlar ile ya da çocuk ve ergenin önerilen söndürme çabalarına karşın yerleşmekte ve uzun süre devam etmektedir. Çocuğu ve çevresini rahatsız eden tikler zaman zaman yeniden ortaya çıkıyor ve bu süre bir yılı aşıyorsa ilaç tedavilerinin bu çabaya eklenmesi önerilmektedir.
Anne baba ve öğretmenler çocuklarda ortaya çıkan tik bozukluklarında başlangıçta ya da burada önerilen çabalarının fayda etmediği durumlarda bir Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanına başvurarak gerekli beceri ve desteği alabileceklerdir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Sosyal Pediatri Uzmanı Doç. Dr. Selda Karaayvaz, rekabet koşullarının artmasından strese, ailelerin mükemmeliyetçi ya da otoriter yaklaşımlarından akran anlaşmazlıklarına dek birçok faktörün tiklere neden olabildiğini belirtirken, alınabilecek önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Başına gelmeyen sıkıntının çok da farkında olmuyor. Ancak özellikle son yıllarda çocukların kapısını daha fazla çalan tikler, hem psikolojik hem fiziksel sıkıntılara yol açabiliyor. Aileler çocuklarının bu istemsiz davranışlarına nelerin yol açabildiği ve nasıl tedavi edilebildiğinin merakı ve kaygısıyla, soruna çare bulabilmek amacıyla uzmanlara daha sık başvuruyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Sosyal Pediatri Uzmanı Doç. Dr. Selda Karaayvaz, “Tikler; kas gruplarının veya sesin ani, hızlı, tekrarlayıcı istemsiz hareketleri olarak tarif edilir. En sık yüz, boyun, omuz, göğüs kafesi ve eller tutulur. Basit veya karmaşık kas hareketleri görülebilir. Hırıltı, boğaz temizleme, uygunsuz söz söyleme gibi davranışlar da olabilir” diyor. Parmak emmeden diş gıcırdatmaya, cilt ve saç çekmeden kafa sallamaya dek birçok tikin çocuklarda zaman zaman görülebildiğini belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz, basit tiklerin tedavi gerektirmediğini, buna karşın tikin süresinin de önemli olduğunu söylüyor.
Çocuklarda tik oluşumunun birçok sebebi olabilir
Yaşam koşulları modernleştikçe karmaşıklığın arttığını belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Çocuk yaşta; günlük yaşantının karmaşası, okulda çetin rekabet ortamı, okul uyumunda sorunlar, sınav stresi, başarısızlık kaygısı, ailelerin mükemmeliyetçi yaklaşımları ve çocuktan da mükemmel olmasını beklemeleri, otoriter çocuk yetiştirme yöntemleri veya tamamen disiplinsizlik, sınırsızlık, eve kardeş gelmesi, ev içi geçimsizlik, sağlık sorunları, akran ve kardeş anlaşmazlıkları, boşanma, istismar, ihmal edilme gibi etmenler çocukta baskı yaratarak, tik denilen hareket bozukluklarının artışına neden olmaktadır. Çocukların en az yüzde 60’ının bu tip istem dışı hareketlerden en az birini deneyimlediklerini bilmekteyiz” diyor.
Tiklere müdahale edilmemeli
Anne babaların, çocuklarında baş gösteren tiklere karşı müdahale etmemeleri ve bunu dile getirmemeleri gerektiğini belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Göz kırpma, boğaz temizleme, kafa sallayıp oynatma gibi basit motor tikler tedavi gerektirmez. Ailelerin tiklere müdahale etmemesi, çocuğun dikkatini vereceği motor ve zihinsel etkinlikler yaratmaları yeterlidir. Nöropsikolojik işlev bozukluğu, akademik sorunlar, düşük özgüven gibi durumlar varsa, sınıf içi veya sosyal alan uyumsuzluğuna neden oluyorsa tedavi vermek gerekir. Özellikle obsesif kompulsif bozukluk ve dikkat eksikliği de eşlik ediyorsa tedavi edilmelidir. İlaç tedavileri dışında basit motor tiklerde çocuğun yaşı uygunsa botoks tedavisi de fayda sağlayabilmektedir” diyor.
Tik mi yoksa Tourette Sendromu mu olduğu ayırt edilmeli
Tiklerin bir yıldan uzun sürmesi ‘süreğen tik’ olarak adlandırılırken, günümüzde ‘nadir hastalık’lar arasında yer alan ve Tourette sendromu adı verilen, tiklerle giden karmaşık hastalığın da düşünülmesi gerekiyor. Tourette sendromunun, binde 0,5 oranında görülen, 10-12 yaşta artan, genetik zemini de olduğu düşünülen özel bir sendrom olduğunu belirten Doç. Dr. Selda Karaayvaz “Hastaların yüzde 10’unda uygunsuz sözler söyleme eşlik eder. Erkek çocuklarda 3-4 kat daha fazla görülür. Bir yıldan uzun süren tikler varsa, hasta 18 yaş altındaysa ve eşlik eden tıbbi bir sorun yoksa akla gelmelidir. Beynin bölgesel işlev bozukluğu olduğu düşünülmektedir ve bunu destekleyen kanıtlar artmaktadır. Genetik, nörobiyolojik, psikolojik, çevresel etkilerin varlığı tartışılmaktadır. Stres bunda da önemli bir etmendir. Çoğunlukla tıbbi destek gerekir. Tekrarlayan ataklar olabilmesine karşın, ergen ve yetişkin olgularda 2/3 oranında düzelme beklenir” diyor.
Çocuklarda tiklere karşı öneriler:
• Çocuğunuz için duyarlı ve sevgi dolu bir aile ortamı yaratın.
• Kardeşler arasında dengeli davranın.
• Eve yeni kardeş geldiğinde “Abi-abla oldun, büyüdün ya da sen kardeş istedin!” gibi sözlerden kaçının, çocuğunuza kaldıramayacağı bir yük yüklemeyin.
• Çocuğunuzdan beklediğiniz başarı düzeyinin, çocuğun bilişsel düzeyi ve gelişimi ile uyumlu olmasına özen gösterin.
• Uyku saatlerinin düzenli olmasına, bilgisayar, cep telefonu ve tablet kullanımını sınırlandırmaya dikkat edin.
• Açık hava etkinliklerine katılımını ve yaşıtları ile beraber zaman geçirmesini sağlayın.
• Ev içi ve dışında ailece zaman geçirin.
• Altı yaşından itibaren spora yönlendirin.
• Çocuğunuza yaklaşımınızı yeniden gözden geçirin.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/cocuk-tiklerine-karsi-9-oneri-pembenar-detay-cocuksagligi-2492726/
http://www.bizimyaka.com/haber-21280-Tik-cesitleri-ve-tedavisi