SAKIP SABANCI MÜZESİ

       Anneler Günü’nde Sakıp Sabancı Müzesi’ndeydik. Bu Aybike’nin Bilinçli bir biçimde gezdiği sanırım ilk müze deneyimi. Aynı zamanda ilk sergi gözlemi.   SSM konum olarak eşsiz bir yere sahip. Manzara muhteşem, boğaz ayaklarınızın altında. Ama asıl muhteşem olan müzenin bahçesi. Çok keyif aldığımız ve müzeyi gezmeden önce epeyce vakit harcadığımız bu bahçe bizi mest etti. Çocuklar uzun süre keyif alarak bahçede eğlendiler, incelediler, oynadılar. İçerisinde bulunan açık hava sanat atölyesi, heykelleri, çeşmeleri, kaplumbağaları, farklı bitki ve ağaç çeşitleri, manzarası, kısacası her şeyi ile bahçe, müzenin içi kadar ilgi çekiciydi. 

ssm-2-e1464221152657-510x907ssm-3-e1464221131321-768x1365

Çeşmeden su içmek isteyen Aybike’nin isteğini gerçekleştiremesek de en azından tarihi çeşmeler konusunda kafamızda artık bir şema mevcut 🙂

ssm-4-e1464221111622-510x907 ssm-5-e1464221083670-510x680

      Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü. 2012-2014 yılları arasında karma malzemeden yapı üzerinde 850.000 tessarae (mozaik taşı, 24 karat altın varak) ve çelik platform imiş aşağıdaki resimde bulunan  eser. Yakından daha ihtişamlı. 

ssm-6-e1464221064599-510x680 ssm-10-768x432 

     Müzenin bahçesini yeterince gezdiğimize göre artık içerisini de gezme zamanı geldi. Hayatımda hiç bu kadar zahmetli ve hızlı bir sergi turu yapmamıştım. Neredeyse ışık hızıyla gezdiğimiz “MACK, Sadece Işık ve Renk” ve “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu” sergisinden çekebildiğim kadarı ile bir kaç fotoğraf ekledim. 

    Evet kabul  ediyorum küçük bir çocukla sergi gezmek çok zor, düşebilecek eserlerin bulunduğu bir sergiyi gezmek daha da zor. En zoru ise çocuğun aşını meraklı ve dokunarak öğrenmeye yatkın olması. Ben dahil tüm güvenlik elemanları bu nedenle alarma geçtik ve her an tetikteydik. Tablolar kısmında çok bir sorun yoktu. Neticede duvara asılı ve bir miktarda olsa yüksekteydiler. Ancak diğer eserler (özellikle kumla oluşturulmuş olanlar) Aybike’yi çıldırtırcasına dikkat çekiciydiler. Neredeyse ben bile içerisine girip kumdan kale yapmak istedim 🙂 Çocuk haklı olarak dokunmak ve incelemek istiyordu. Kerem Hakan arabasına bağlı olduğu için bir miktar daha zapt edilebilirdi. 

      Pekiiii, ben niye el kadar çocuklarla sergi gezme teşebbüsünde bulundum. Bunu iki sebebi vardı. 1. O gün anneler günü idi ve ben kendim için bir şey yapmak istedim. Her ne kadar alelacele de olsa mutlu oldum.  2. Çocuklarımın sergi gezme , sanat eseri inceleme kültürünü yavaş yavaş edinmesi gerektiğini düşündüm. Nasıl edinecek bu kültürü? Tabii ki gezerek. Başlangıçta zor olacak ama onlarda dokunmadan incelemeyi öğrenecekler. Bu tecrübe ile gelişebilecek bir yeti. 

ssm-11-768x432 ssm-12-768x432 ssm-13-768x432 ssm-14-e1464221035467-510x907 ssm-15-768x432 ssm-16-e1464220994964-510x907

    Burada her iki sergiden debirer video paylaşmak istedim. İlk video hat sanatları sergisindeki simülasyon ile ilgili. Çok ilgi çekici ve çocukların sevebileceği bir bölüm olmuş. Bu sergiden anlayabildiğim tek şey bu oldu zaten. Sizin rehber eşliğinde yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara gezmenizi tavsiye ediyorum. Muhteşem eserler ve el yazmaları var. 

     Bu video da ise ışık ile ilgili eserlerin bulunduğu kattaki gezimiz mevcut. Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi alarm durumunda olmamız sebebi ile çok fazla görüntü alamadım. Ama bu sergi de kesinlikle görülesi bir sergi. Buna garanti verebilirim. 

     Sergiler hakkında detaylı bilgi almak isterseniz yazımızı okumaya devam ediniz. Bilgiler Sakıp Sabancı Müzesi’nin resmi sitesinden alınmıştır. Okumak yetmez gidin görün derim. Üstelik Çocuk ve yetişkinler için bir çok eğitim ve etkinlik de mevcut. Detaylı bilgi için https://www.sakipsabancimuzesi.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz. 

“MACK. Sadece Işık ve Renk”

      S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi, Alman modernizminin öncülerinden Heinz Mack’ın 60 senelik uzun ve üretken kariyerini, 100’den fazla eser ile galerilerinde ağırlıyor.

     Tahincioğlu ana sponsorluğunda S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) 18 Şubat 2016 tarihinde ziyarete açılan “MACK. Sadece Işık ve Renk” adlı sergi, 20. yüzyıl ortası avangart sanat ağı ZERO kurucularından Alman sanatçı Heinz Mack’ın yapıtlarını bir araya getiriyor. Sergi, Mack’ın ZERO akımının bel kemiğini oluşturan erken dönem eserlerinden yola çıkarak uzun ve üretken kariyeri boyunca ortaya çıkardığı resim, heykel ve kinetik sanat eserlerinden zengin bir seçki sunuyor. 

     Alman modernizminin öncü sanatçısı Heinz Mack için ışığı sonsuz bir yaşam kaynağı olarak kabul ederek sarsılmaz bir kararlılıkla izini sürmek hem kişisel bir tutum, hem de etkin bir sanatsal strateji niteliği taşır. Gençlik yılları II. Dünya Savaşı’nın geride bıraktığı soğuk yıkıntıların arasında, Almanya’da geçen Mack, sanatsal üretimini tarih boyunca her coğrafyada yeni bir günün ve keşfedilmemiş imkanların habercisi olan ışık etrafında şekillendirir. Mack, ışık ve yansıttığı tüm renkleri resim, heykel, enstalasyon ve rölyefleri de kapsayan geniş üretim yelpazesinde bir kaşif tutumuyla, yorulmadan takip eder. Doğu ve Batı, uygarlık ve doğa, aydınlık ve karanlık, sanatçının mutlak güzellik arayışında, şiirsel bir tutumla bütünleşir.

     Heinz Mack, 1957’de kurucuları arasında yer aldığı uluslararası sanat ağı ZERO’nun yapıtaşlarını şekillendirdiği üzere, insani izlenim ve duyuları dönüştürmeyi, değiştirmeyi amaçlayan eserler vasıtasıyla geleceğe dair evrensel bir uyumun imkanlarını araştırır. Işığın kapsayıcı, tanımlayıcı ve dönüştürücü gücü, Mack’ın yıllarca keskin bir disiplin ve adanmışlıkla ürettiği sanat eserlerinin hayatiyetinde merkezi konumdadır. 

     Sanatçının 1967’de ZERO kapsamındaki çalışmalarını tamamlamasından sonra yoğun olarak devam ettirdiği bağımsız kişisel çalışmalarında bir felsefeci ve sanatçı olarak benimsediği araştırmacı tavır, içine doğduğu Batı’dan yola çıkarak geleneksel Doğu’nun bilgisini ve entelektüel prensiplerini anlama isteğinden de güç alır. Sanatçının ışığın kendisini en kuvvetli biçimde ifade ettiği bölgelere, Kuzey Kutbu’ndan Sahra Çölü’ne uzanan coğrafyayı ziyaret eden çalışmalarında ışık, felsefi bir yaklaşımla, çoğu zaman malzemenin ve eserin kendisi haline gelir. 

     Bugün Heinz Mack, dünyayı değiştirme amacıyla yola çıkan ZERO akımının devrimci yankılarından kıtaları kapsayan anıtsal çalışmalara, kinetik heykellerden gözün seçebildiği tüm renkleri kucaklayan tuvallere uzanan zengin sanatsal kariyerinin zirvesinde bulunuyor. 

      Küratörlüğünü S. Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ile Royal Academy of Arts Londra eski Sergiler Direktörü ve sanat tarihçisi Sir Norman Rosenthal’in üstlendiği “MACK. Sadece Işık ve Renk”, sanatçının 85. yaşını ve kariyerinin 60. yılını Uzakdoğu, Avrupa ve Türkiye’de gerçekleşen bir dizi sergiyle taçlandırması açısından da önem taşıyor. 

       Heinz Mack’ın, Doğu ve Batı uygarlıklarının binlerce yıldır paha biçilmez mirasıyla donattığı İstanbul’daki ilk kişisel sergisine zengin bir eğitim programı ve atölyelerin yanında, kapsamlı bir sergi kataloğu da eşlik ediyor. “MACK. Sadece Işık ve Renk”, Tahincioğlu katkılarıyla 18 Şubat 2016 itibarıyle S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi galerilerinde sanatseverlerle buluşuyor.

“Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu”

       Kuruluşunun 10. yılını kutlayan S. Ü. Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), çağdaş bir tasarım ve sergileme anlayışıyla yenilenen Atlı Köşk’teki “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu”nu, 10 Mayıs’tan itibaren ziyarete açtı. SSM koleksiyonlarının ve arşivinin dijital ortama aktarıldığı yeni teknolojik düzenlemeyle, Türk ve İslam sanatının nadir elyazması kitapları sayfa sayfa incelenebiliyor. Sergi salonlarında augmented reality (artırılmış gerçeklik) tekniğiyle hazırlanan animasyonların ziyaretçilere verilen iPad’ler aracılığıyla sunulduğu interaktif uygulamalar, geleneksel sanatları teknolojiyle buluşturarak, izleyenlere farklı bir deneyim yaşatıyor.

       İslam sanatının 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan dönemine ait, ünlü hattatların ve kitap sanatçılarının elinden çıkmış 200’den fazla eserin yer aldığı sergide, başta Kuran-ı Kerim nüshaları olmak üzere nadir el yazması kitaplar, kıta ve murakkalar, levha ve hilyeler, tuğralı ferman ve beratlar ile hattatların yazı yazmada kullandığı araçlar yer alıyor. Geleneksel sanatları bugüne taşımayı amaçlayan SSM, çağdaş sanatçıların yarattığı özgün tasarımları da müze koleksiyonuna dahil ediyor. Koleksiyonun yeni sunumunda, Ahmet Oran’ın yazı alıştırmalarına gönderme yapan 2005-2006 tarihli kaligrafik kompozisyon ziyaretçileri karşılıyor. Türkiye’nin tanınmış çağdaş sanatçılarından Kutluğ Ataman’ın güncel bir yorumla şekillendirdiği, hüsnühat sanatının “müsenna” veya “aynalı” adı verilen simetrik yazı kompozisyonlarını hatırlatan 2009 yapımı video, sergilemenin güncel sanatla bağlantısını bir kez daha vurgulayarak izleyicileri uğurluyor. Yeni sergileme için özel hazırlanan Türkçe ve İngilizce katalog ise SSM Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu’nu yakından incelemek isteyen meraklıların ilgisine sunuluyor. Sergi kapsamında, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’yle birlikte hazırlanan, el yazması kitap üretiminin aşamalarını detaylarıyla anlatan film bu zahmetli sanat üretimine yabancı olan ziyaretçilerin, bu eserlerin yaratılma süreçleri hakkında bilgi sahibi olmasını amaçlıyor.

Kaydet

label, , , , , , , , , , , , ,

About the author

2008 Istanbul Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans mezunudur. Yüksek lisansını 2012 yılında, Istanbul Kültür Üniversitesi Iletisim Sanatları alanında %100 burslu olarak tamamlamıştır. Şuan Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde doktora eğitimine devam etmektedir. İFTİ 700 saat Aile ve Çift Terapisi eğitimini tamamlamıştır. Çocuk ve Ergenlerde Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi eğitimi almıştır. Bunun yanı sıra Pozitif Psikoloji, Duygu Odaklı Kısa Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Kriz Yas ve Travma Terapisi, Drama, Zeka Oyunları gibi bir çok eğitimi de almış bulunmaktadır. Çocuk ve zeka gelişimi üzerine çeşitli çalışmaları vardır. Evli ve iki çocuk annesidir.

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir