Anneler Günü’nde Sakıp Sabancı Müzesi’ndeydik. Bu Aybike’nin Bilinçli bir biçimde gezdiği sanırım ilk müze deneyimi. Aynı zamanda ilk sergi gözlemi. SSM konum olarak eşsiz bir yere sahip. Manzara muhteşem, boğaz ayaklarınızın altında. Ama asıl muhteşem olan müzenin bahçesi. Çok keyif aldığımız ve müzeyi gezmeden önce epeyce vakit harcadığımız bu bahçe bizi mest etti. Çocuklar uzun süre keyif alarak bahçede eğlendiler, incelediler, oynadılar. İçerisinde bulunan açık hava sanat atölyesi, heykelleri, çeşmeleri, kaplumbağaları, farklı bitki ve ağaç çeşitleri, manzarası, kısacası her şeyi ile bahçe, müzenin içi kadar ilgi çekiciydi.
Çeşmeden su içmek isteyen Aybike’nin isteğini gerçekleştiremesek de en azından tarihi çeşmeler konusunda kafamızda artık bir şema mevcut 🙂
Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü. 2012-2014 yılları arasında karma malzemeden yapı üzerinde 850.000 tessarae (mozaik taşı, 24 karat altın varak) ve çelik platform imiş aşağıdaki resimde bulunan eser. Yakından daha ihtişamlı.
Müzenin bahçesini yeterince gezdiğimize göre artık içerisini de gezme zamanı geldi. Hayatımda hiç bu kadar zahmetli ve hızlı bir sergi turu yapmamıştım. Neredeyse ışık hızıyla gezdiğimiz “MACK, Sadece Işık ve Renk” ve “Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu” sergisinden çekebildiğim kadarı ile bir kaç fotoğraf ekledim.
Evet kabul ediyorum küçük bir çocukla sergi gezmek çok zor, düşebilecek eserlerin bulunduğu bir sergiyi gezmek daha da zor. En zoru ise çocuğun aşını meraklı ve dokunarak öğrenmeye yatkın olması. Ben dahil tüm güvenlik elemanları bu nedenle alarma geçtik ve her an tetikteydik. Tablolar kısmında çok bir sorun yoktu. Neticede duvara asılı ve bir miktarda olsa yüksekteydiler. Ancak diğer eserler (özellikle kumla oluşturulmuş olanlar) Aybike’yi çıldırtırcasına dikkat çekiciydiler. Neredeyse ben bile içerisine girip kumdan kale yapmak istedim 🙂 Çocuk haklı olarak dokunmak ve incelemek istiyordu. Kerem Hakan arabasına bağlı olduğu için bir miktar daha zapt edilebilirdi.
Pekiiii, ben niye el kadar çocuklarla sergi gezme teşebbüsünde bulundum. Bunu iki sebebi vardı. 1. O gün anneler günü idi ve ben kendim için bir şey yapmak istedim. Her ne kadar alelacele de olsa mutlu oldum. 2. Çocuklarımın sergi gezme , sanat eseri inceleme kültürünü yavaş yavaş edinmesi gerektiğini düşündüm. Nasıl edinecek bu kültürü? Tabii ki gezerek. Başlangıçta zor olacak ama onlarda dokunmadan incelemeyi öğrenecekler. Bu tecrübe ile gelişebilecek bir yeti.
Burada her iki sergiden debirer video paylaşmak istedim. İlk video hat sanatları sergisindeki simülasyon ile ilgili. Çok ilgi çekici ve çocukların sevebileceği bir bölüm olmuş. Bu sergiden anlayabildiğim tek şey bu oldu zaten. Sizin rehber eşliğinde yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara gezmenizi tavsiye ediyorum. Muhteşem eserler ve el yazmaları var.
Bu video da ise ışık ile ilgili eserlerin bulunduğu kattaki gezimiz mevcut. Yukarıda bahsetmiş olduğum gibi alarm durumunda olmamız sebebi ile çok fazla görüntü alamadım. Ama bu sergi de kesinlikle görülesi bir sergi. Buna garanti verebilirim.
Sergiler hakkında detaylı bilgi almak isterseniz yazımızı okumaya devam ediniz. Bilgiler Sakıp Sabancı Müzesi’nin resmi sitesinden alınmıştır. Okumak yetmez gidin görün derim. Üstelik Çocuk ve yetişkinler için bir çok eğitim ve etkinlik de mevcut. Detaylı bilgi için https://www.sakipsabancimuzesi.org/ adresini ziyaret edebilirsiniz.
“MACK. Sadece Işık ve Renk”